SAGLİK REHBERİ - Böbrek Taşından Korunmak Elinizde
   
KATOGORİLER
  => GIRIS <=
  Ana Sayfa
  İletişim
  SAYAÇ
  Bizi Destekle
  Ziyaretşi defteri
  => İLK YARDIM <=
  Boğulmalarda İlk Yardım
  Septum Deviasyonu-Konka Hipertrofisi
  Sağlık Takvimi
  Yaralanmalar-Yara Bakımı-Sargı
  Karbonmonoksit Zehirlenmesi
  Bel Ve Boyun Fıtıklarında Manipulasyon Tedavisi
  Zehirlenmeler
  Yanıklar
  İlk Yardım Kılavuzu
  => AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI <=
  Ağız Ve Diş Bakımı
  Diş Sağlığı İçin Turunçgiller
  Diş Fırçalamanın Püf Noktaları
  Diş Kırılması
  Diş Ağrısı Tedavisi
  Ağız Kokusu
  Diş Sağlığı
  Diş Beyazlatma
  => AYAK SAĞLIĞI <=
  Ayak Sağlığınızı Önemseyin
  Yaşlanan Ayaklar
  Çocuk Ayağı
  Diyabetli Hastalara Ayak Bakımı
  Terleyen Ayaklar
  Topuk Ağrısı
  Mantar
  Batık Tırnak
  => ALLERJİK HASTALIKLAR <=
  Allerji nedir?
  Allerji Hakkındaki Genel Bilgiler
  => BEYİN VE SİNİR SİSTEMİ <=
  Migreni Tetikleyen Besinler
  Böğürtlen Hafızayı Güçlendiriyor
  Baş Ağrısı Türleri
  => KULAK-BURUN-BOĞAZ <=
  Uyku Apnesi Ve Horlama
  Rinoplasti(Estetik Burun Cerrahisi)
  Ortakulak İnfeksiyonları (Otitis Media) Ve Cerrahisi
  ERKEK SAĞLIĞI
  Düzenli Sex Erkeğe Faydalı
  Andropoz Dönemi
  Erkeklerde Lazer Epilasyon
  => HAREKET SİSTEMİ SAĞLIĞI <=
  Spinal Muskuler Atrofi (SMA)
  => KANSER <=
  Şarap Kanser Ve Kalp Krizini Önlüyor
  Sigara En Önemli Kanser Nedeni
  Yaşam Tarzını Değiştir, Meme Kanserini Önle!
  Kansere Karşı Günde 10 Dakika Güneş
  Kanserin İlacı Tütün
  => İDRAR YOLLARI SAĞLIĞI <=
  Böbrek Taşından Korunmak Elinizde
  Böbrek Ve İdrar Yolları Taşları
  Böbreklerin Yapısı Ve İşlevi
  => SAÇ BAKIMI <=
  Saç Dökülmesinde Erken Tedavi Şart
  Saçlarınızla Büyüleyin
  Saç Dökülmesi
  => SOĞUK ALGINLIĞI GRİP-NEZLE <=
  Grip Ve Nezle İçin Önlemler
  Kış Hastalıklarından Ve Korunma Yolları
  Soğuk Algınlığı
  Soğuk Algınlığı 2
  => HASTANELER <=
  İlk Yardım Hastaneleri
  Organ Nakli Diyaliz
  Diş Hastaneleri
  Anti-Aging Klinikleri
  Alzheimer Merkezleri
  Böbrekçiler
  İl Sağlık Müdürlükleri
  Sağlık Ocakları
  Verem Savaş Dispanseri
  Cinsel Sorunlar
  Göz Hastaneleri
  Kulak Burun Boğaz
  Ayak Sağlığı
  Kısırlık (Tüp Bebek)
  Kemik Sağlığı

 

  Böbrek taşları erkeklerde daha sık görülüyor. 20-40 yaş arasında daha sık görülen böbrek taşından korunmanın ilk koşulu günde 2,5 litre su içmek; kahve, çay ve kola tüketimini sınırlamak.

 
  Günümüzde böbrek taşlarının büyük çoğunluğunu ortadan kaldırabilecek etkin tedavi yolları bulunsa da bu problem pek çok insanı etkilemeye devam ediyor. Amerikan Üroloji Hastalıkları Derneği yaşamı boyunca erkeklerin yüzde 12�si, kadınların %5�inin taş hastalığı ile karşı karşıya kaldığını açıklıyor.
Acıbadem Hastanesi Kadıköy Üroloji Uzmanı Op. Dr. Bora Özveren böbrek taşı oluşumuyla ilgili şunları söylüyor:

“Kalsiyum, oksalat, veya ürik asit gibi maddeler idrar içerisinde normalde beklenenden daha yüksek yoğunlukta bulunursa böbrek taşı oluşur. Bu maddeler kristaller halinde böbrekte çökelebilir ve zaman içerisinde büyüyerek böbrek taşını meydana getirir. Taşlar yer değiştirerek veya idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılabilir. Ancak idrar kanalının herhangi bir düzeyinde takılarak idrar akışına engel oluşturan taşlar genellikle korkulan, şiddetli tipik böbrek ağrısına yol açar.”

RİSK FAKTÖRLERİ
Bazı hastalıklar ve alışkanlıklar bir kişide böbrek taşı oluşum riskini tetikliyor. Özellikle yaşamında daha önce kalsiyum taşı olan bir hastanın tekrar taş hastalığına sahip olma riski çok daha yüksek. Öyle ki geçmişte taş hastalığı olan hastalarda ikinci kez taş oluşma olasılığı bir yıl içerisinde %15 iken 10 yıl içerisinde % 80’lere çıkıyor. Dr. Özveren risk faktörleri konusunda şunları söylüyor:

“Bazı hastalıklar kişinin taş hastalığı riskini arttırır. Gut hastalarında ve idrarında yüksek ürik asit bulunanlarda da böbrek taşı riski fazladır. Ayrıca kristallerin oluşumuna yol açan bazı ilaçlar taş hastalığı riskini artırır. Sık veya sürekli ishal durumunda, ya da sıvı kaybı sonucu yoğun, asidik idrar çıkaran kişilerde böbrek taşı gelişebilir.”

BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZA DİKKAT EDİN
Taş oluşumunda beslenme alışkanlıklarının de rolü büyük. Beslenme düzenine dikkat ederek büyük ölçüde taş oluşumunu önlemek mümkün. Dr. Özveren dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor:
* Başlıca su olmak kaydıyla bol miktarda (günde 2,5 litre) sıvı alın.
* Kola, gazoz gibi asitli içecekleri haftada 1 litreden fazla tüketmeyin.
* Çay tüketimi azaltın.
* Greyfurt suyu ve elma suyunun taş hastalığı riskini arttırabilir. Öte yandan saf limon suyu koruyucudur.
* Süt ve süt ürünlerinin hiç tüketilmemesi taş oluşum riskini arttırır. Kalsiyumdan yoksun diyetler uygulanmamalıdır. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir.
* Bol lifli besinleri tercih edin.
* Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaş tohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vs besinleri aşırı tüketmeyin.
* Taş hastalığınız varsa bira ve diğer alkollü içecekler, ançuez, sardalya, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnıbahar ve et tüketimini kısıtlayın.
* Tuz kullanımını azaltın.

BELİRTİLERİ
Taş hastalığında görülen ağrı en sık rastlanan belirti. Böbrek ağrısının şiddeti değişiyor. Bazı kişilerde belli belirsiz bir sızlama şeklinde görülürken bazılarında son derece şiddetli, kıvrandırıcı ve hastaneye yatmayı gerektirecek yoğunluğa kadar ulaşabiliyor. Dr. Özveren ağrının şiddeti konusunda şunları söylüyor:

“Ağrı atakları taşın üreter içerisindeki hareketi ve buna bağlı spazmlara bağlıdır. Şiddetli ağrı atakları genellikle 20 - 60 dakika arasında sürebilir. Böbrek ağrısı, taşın bulunduğu vücut tarafında olur. Ağrının yeri taşın yerine ve hareketine göre değişebilir. Böbrekte veya üst üreterdeki taş, kaburga ile kalça arasında yan (böğür) ağrısına sebebiyet verir. Alt üreterde ve mesaneye yakın taşlar karın alt kısmında veya cinsel organa doğru yayılan ağrıya yol açar.”

Böbrek taşı hastalığında tek belirti ağrı değil. İdrarda kanama, bulantı, kusma, idrar yaparken acı-yanma, ve idrar sıkışıklığı hissi de hastalarda görülüyor. İlginç olarak belirti vermeyen böbrek taşlarına da rastlanıyor. Bu taşlar ancak kontrol sırasında ya da başka amaçla çekilmiş filmlerde tesadüfen saptanıyor.

TANI YÖNTEMLERİ
Böbrek taşı tanısı için hastalık belirtilerinin yanında, laboratuar tahlilleri ve radyolojik tetkiklerden yararlanılıyor. Dr. Bora Özveren tanı için kullanılan yöntemleri şöyle sıralıyor:

Direkt Röntgen Filmi
Taşların çoğu standart, yatarak çekilen röntgen filminde görülüyor. Ancak bazıları, örneğin ürik asit taşları ve ufak taşlar saptanamıyor.

İntravenöz Piyelogram (IVP)
İlaçlı böbrek filmi olarak da bilinen IVP’de röntgen ışını altında görülebilen bir boya maddesi damar içine veriliyor. Bu boya böbrekten süzülerek idrar kanallarına atılıyor. Boya böbrekler ve kanallardan geçtiği esnada çekilen filmlerde tüm idrar yolu ve taşları görüntülemek mümkün.

Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Özel bir tomografi incelemesi olan “kontrastsız helikal BT”, yani damardan ilaç verilmeden çok kısa bir süre içerisinde yapılabilen yöntem ile tüm böbrek taşları saptanıyor. BT, idrar yollarındaki her boyut ve tipteki taşları saptamada ve idrar yolu tıkanıklığını göstermede en hassas yöntem olarak günümüzde altın standart olarak kabul ediliyor.

Ultrasonografi
Özellikle hamileler gibi radyasyondan uzak durması gereken hastalarda ultrasonografi tercih ediliyor.

TEDAVİSİ
Taş hastalığının başlangıç ve acil (akut) safhasında tüm hastalar için benzer tedavi uygulanıyor. Başlangıç safhada hastalara, taşın kendiliğinden düşmesi beklenirken, sadece ağrı kesiciler ve su içmesi öneriliyor. Ağrı kesici ve sıvı tedavisini ağız yoluyla alabilen hastalar evine gönderilerek ayaktan takip ediliyor. Ancak ağrı çok şiddetliyse ve hasta su içemiyorsa hastaneye yatırılması gerekebiliyor. Taşın düşürülemediği durumlarda ise girişimsel tedavi yöntemleri tercih ediliyor.

Halk arasında en çok bilinen yöntem olan taş kırma konusunda Dr. Özveren şunları söylüyor:

“Taş kırma, girişimsel tedaviye ihtiyaç duyulan hastaların çoğunluğunda uygulanabilen başlıca yöntem. Özellikle böbrek içinde ve üreterin üst tarafında yer alan taşlar için iyi bir tedavi şekli olarak kabul ediliyor. Buna karşın 2 cm’den büyük, sert, veya böbreği tümüyle dolduran taşlarda uygun bir yöntem değil. Bu yöntemde direkt olarak taşa yönlendirilen yüksek enerjili şok dalgası, cilt ve iç organlara zarar vermeden ilerleyerek taş yüzeyinde kırılma etkisi yapıyor. Bu şok dalga enerjisi ile taşlar küçük parçalara kırılarak idrar yolundan kolaylıkla atılması sağlanıyor. Çok büyük taşlar içinse perkütan böbrek taşı çıkarılması yöntemi kullanılıyor. Bu metotta çok büyük veya komplike taşlar, ya da taş kırma tedavisine dirençli taşlar ciltten böbrek içerisine yerleştirilen bir tüp yoluyla çıkartılıyor.”

Acıbadem Hastanesi Kadıköy Üroloji Uzmanı Op. Dr. Bora Özveren, üreteroskopi adlı operasyondan da söz ederek şöyle diyor:

“Üreteroskopi ile üreterin alt ve orta kısmında tıkanıklığa yol açan taşların çıkarılmasında kullanılıyor. Üreteroskopik girişimde, çok ince bir teleskopik alet ile idrar borusundan ve mesaneden geçilerek üreterin içerisine giriliyor. Bu ince ve esnek endoskop ile üreter içerisinde ilerleyerek tıkanıklığa yol açan taşa ulaşılarak taş çıkartılıyor
   
22.12.2007 DEN BERİİ 1 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!
Image and video hosting by TinyPic Image and video hosting by TinyPic Image and video hosting by TinyPic Image and video hosting by TinyPic Image and video hosting by TinyPic Image and video hosting by TinyPic Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol